Mirastan mal kaçırma (muris muvazaası)

Tanım;

Muris muvazaası, bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstermesi olarak tanımlanabilir.

Mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) davası, tapu iptali ve tescili gibi birçok farklı dava türünü de bünyesinde barındıran önemli bir miras hukuku davasıdır.

Kural olarak, bir kişi öldüğünde onun mirası, kanunda sayılan yasal mirasçıları arasında, yine kanunen belirlenmiş oranda paylaştırılmaktadır. Fakat, uygulamada sıkça rastlandığı üzere, kişi ölmeden önce malvarlığını mirasçılardan birine satmış gibi göstermek suretiyle, diğer mirasçıları bu haktan mahrum bırakmayı amaçlamaktadır.

Muris muvazaasına genel bir bakış;

Muris Muvazaası Mağduru Olan Mirasçı Hangi Hukuki Yollara Başvurabilecektir?
Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre; saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceklerdir.

Muris Muvazaası Davasını Kimler Açabilir?
Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen her mirasçının bunu dava edebileceğini ve muvazaayı her türlü delil ile ispatlayabileceği belirtilmiştir. Ancak, bu davayı mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirastan çıkarılan kişiler açamayacaktır.

Mirastan Mal Kaçırma Davası Herhangi Bir Süreye Tabi Midir?
Muris muvazaası davası, miras bırakanın ölümünden sonra her zaman açılabilir. Dolayısıyla dava, zamanaşımı veya herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir.

Mirastan Mal Kaçırma Davası Nerede Açılır?
Muris muvazaası davasında görevli mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 2/I’de yer alan hüküm gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.

Muris muvazaası davasının konusunu oluşturan mal varlığı değeri eğer, tapulu bir taşınmaz ise; HMK m. 12/I hükmü gereğince taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesi, yetkili ve görevli mahkeme olacaktır.

Muris Muvazaasının Unsurları/Şartları;

1- Görünüşteki Sözleşme

Miras bırakanın, mirasçılarını aldatmak suretiyle miras haklarından mahrum bırakmak için yaptığı, gerçek iradesiyle örtüşmeyen ve gerçekte de hüküm ve sonuç doğurmayan sözleşmedir. Tapu memurunun önünde yapılan satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi, muris muvazaasının görünüşteki işlemidir. Gerçekte, anlaşmanın diğer tarafı, miras bırakana, devraldığı taşınmazın bedelini ödemez ya da tapuda belirtilenin çok altında bir bedel öder. Ancak, üçüncü şahıslar kandırılarak sözde bir bedel alışverişi varmış gibi gösterilir. Böylelikle, mirasçıların ileriki dönemde tenkis davası gibi yollara başvurmasının önüne geçilmesi amaçlanır.

2- Muvazaa Sözleşmesi

Miras bırakan ile karşı tarafın, görünüşteki işlemin, üçüncü şahısları aldatmak için yapıldığı, gerçekte hüküm ve sonuç doğurmayacağı konusunda mutabakata vardıkları sözleşmedir. Yazılı olma şartı yoktur. Görünüşteki sözleşmeden önce yapılabileceği gibi aynı zamanda da yapılabilirler. Miras bırakanın kendisi veya temsilcisi bu anlaşmayı yapabilir.

3- Mirasçıları Aldatma Amacı

Muris muvazaasında, miras bırakanın amacının mirasçılarını kandırarak mal kaçırmak olduğunu yazımızın başında belirttik. Görünüşteki işlemin karşı tarafı miras bırakanın mirasçılarından ise diğer mirasçıların, farklı bir şahıs ise tüm mirasçıların aldatılması amaçlanmaktadır. Muvazaalı temliğin yapıldığı esnada mirasçısı olsun veya olmasın, ölüm tarihinde mirasçı sıfatı olan herkes muris muvazaası iddiasıyla dava açma hakkına sahiptir. Ancak, eğer miras bırakanın, muvazaalı işlemin yapıldığı tarihte hiç mirasçısı yoksa, mirasçılarını aldatma amacı taşıdığından bahsedilemez.

4- Gizli İşlem

Miras bırakan ile karşı tarafın gerçek iradelerini açıkladıkları ancak diğer mirasçılardan gizli tuttukları bağış sözleşmesidir. Muris muvazaasında bu gizli işlem, bağışlamadır. Muris muvazaasında görünüşteki işlem, tarafların gerçek iradeleriyle örtüşmediği için geçersiz olmakla birlikte, gizli işlem, gerekli şekil şartlarını taşıması durumunda kural olarak geçerlidir. Çünkü tarafların iradelerine uygundur.

Muris Muvazaası Sebebiyle Tapu İptal Ve Tescil Davası;

Tapu iptal ve tescil davaları, kanuna aykırı, usulsüz veya yolsuz düzenlendiği iddia edilen tapu kaydının hukuka uygun hale getirilmesi için açılan bir dava olarak karşımıza çıkmakta olup, muris muvazaası işbu yolsuz tescil hallerinden birini oluşturmaktadır.

Miras bırakanın hileli işlemleri nedeniyle oluşan muvazaanın (danışıklılığın) ve bu kapsamda murisin yapmış olduğu işlemlerin hukuka aykırı ve yolsuz olduğu sabittir. Dolayısıyla, hak kaybının giderilmesi açısından, bu tür işlemlerde tapu iptal ve tescil davasının açılması söz konusu olmaktadır.

Yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda, işbu mağazaya dayanan işlemin iptali için açılacak davalarda, yapılan yargılama neticesinde verilecek hüküm işlemin tamamen iptal edilmesi şeklinde olacak olup, bunun temelinde hukuki işlem şartlarına aykırılık, hakkın kötüye kullanılması yasağı ve sair ilgili kurallar yatmaktadır.

Mirastan mal kaçırmaya dayalı açılan tapu iptali ve tescili davalarında, miras bırakanın gerçek iradesinin araştırılması yoluna gidilecektir. Murisin genel iradesinin araştırılması konusunda yargıtay tarafından birtakım ölçütler belirlenmiştir. Buna göre,

Murisin ve miras bıraktığı kişinin mali durumu,
Aile içi sosyal ve beşerî ilişkiler
Yörenin gelenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı
Miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı bir nedeninin bulunup bulunmadığı,
Satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark
gibi konularda araştırma yoluna gidilerek her olaya göre ayrı ayrı değerlendirme yapılması ve miras bırakanın asıl iradesinin tespit edilmesi gerekmektedir. Nitekim, mahkemenin yapılan satış işleminin muvazaalı olduğu yönünde kanaat oluşturması halinde, tapuda yapılan temlik işleminin iptaline karar verilecek ve sanki o satış işlemi hiç olmamış gibi yasal mirasçılar, miras konusu taşınmazın tapu siciline malik sıfatı ile kayıt edileceklerdir.

Tenkis Davasıyla İlişkisi;

Tenkis davası, miras bırakanın, saklı pay mirasçıları için yasal olarak belirlenen miras hakkına tecavüz eden tasarruflarının, saklı pay düzeyine çekilmesi amacıyla yalnızca saklı pay mirasçılarının başvurabileceği özel bir dava türüdür. Burada, miras bırakanın iradesi ile beyanı arasında çelişki yoktur. Sözleşme geçerlidir. Taşınmazın gerçek bedeli alınarak tapuda devir gerçekleştirilmiştir. Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin veya mirasın paylaşılmasının üzerinden on yıl geçmekle düşer.

Tenkis davası ile muris muvazaası davası aynı davada terditli olarak ileri sürülebileceği gibi, iki ayrı dava olarak ileri sürülmesi de mümkündür. Ancak aynı gayrimenkule ilişkin tenkis ve muris muvazaası davalarının ayrı ayrı açılması durumunda, tenkis davası daha erken sonuçlanırsa ve sözleşmenin geçerli olduğuna yönelik mahkeme kararı kesinleşirse, bu karar muris muvazaası davası için de bağlayıcı olacaktır. Bu durumda muris muvazaası davasına devam edilemez. Tersi durumda, muvazaa davası daha erken sonuçlanır ve davanın kabulüne karar verilirse, tenkis davası konusuz kalacaktır. Ayrı ayrı açılan davaların birleştirilmesi de talep edilebilir.

Uygulamada çoğunlukla, tek bir dava açılarak öncelikle tapunun muris muvazaası sebebiyle iptali ve davacının miras payı oranında adına tesciline karar verilmesi, aksi bir karar çıkması durumunda ise tenkis hükümlerinin uygulanması talep edilmektedir.

Sonuç olarak;

Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) davalarındaki en önemli nokta, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün yani miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya konmasıdır. Ölen kişinin zihninde gizlediği gerçek iradesinin ve amacının tespiti bu dava için oldukça önem taşımaktadır. Somut olaya göre değişkenlik gösterebilecek olup; örneğin, 500.000 TL’lik bir apartman dairesini tapuda 100.000 TL göstererek oğluna satan kişinin, gerçekte bu daireyi oğluna bağışlamış olduğu kabul edilmektedir. Bu durumda muvazaa bulunmuyorsa tenkis, ancak muvazaa söz konusu ise muris muvazaasına dayalı olarak tapu iptal davası açmakta fayda olacağı söylenebilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir