Ceza davası, hakkında suç işlediğine dair yeterli şüphe bulunan kişinin yargılamasının yapılması adına savcılık tarafından bir iddianameyle açılan kamu davasıdır. Savcılık tarafından düzenlenen iddianamenin mahkemece kabul edilmesinden sonra ceza davası açılmış olur. Tüm ceza davaları kamu davasıdır. Ceza yargılamasında soruşturma ve kovuşturma evresi olmak üzere iki temel evre bulunmaktadır.
Bir suç işlendiğinin öğrenilmesinden, mahkemenin iddianameyi kabul kararına kadar olan evre soruşturma evresidir. Bu süreçte savcı suça ilişkin delilleri araştırarak kamu davası açmak için yeterli şüphenin bulunup bulunmadığını incelemektedir. Yeterli şüpheye ulaşılması halinde ise iddianame düzenlenerek mahkemeye sunulmaktadır. İddianamenin kabulüyle birlikte ise kovuşturma evresi başlamaktadır. Kovuşturma evresi olarak adlandırılan evre ise savcılıkça düzenlenen iddianamenin mahkemece kabulünden mahkeme hükmünün kesinleşmesine kadar sürmektedir. Bu süreçte ceza davası yargılaması yapılmaktadır.
Ceza Davalarına Bakmakla Görevli Mahkemeler Hangileridir?
Ceza davalarında görevli mahkemeler şu şekilde listelenmektedir:
- Ağır Ceza Mahkemesi
- Asliye Ceza Mahkemesi
- Çocuk Mahkemesi
- Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
- Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi
Asliye Ceza Mahkemesi, ceza davalarına bakmakla görevli genel mahkemedir. Diğer mahkemelerin görev alanına girmeyen davalarda asliye ceza mahkemesi yargılama yapmaya görevlidir.
Ağır Ceza Mahkemesinin Görevli Olduğu Ceza Davaları
Ağır ceza mahkemesi, ilk derece ceza yargılamasında görevli bir mahkemedir. 5235 sayılı “Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun” un 12. maddesinde görev alanı belirlenmiştir. İlgi madde gereğince görevli olduğu alanlar şu şekilde sıralanabilmektedir:
- Yağma suçu
- İrtikap suçu
- Resmi belgede sahtecilik suçu
- Nitelikli dolandırıcılık suçu
- Hileli iflas suçu
- Kasten adam öldürme suçu
- Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu
- İrtikap suçu
- Uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu
- Zimmet suçu
- Rüşvet suçu
- Anayasal düzene ilişkin suçlar suçu
- 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun kapsamına giren suçlar
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlar
Asliye Ceza Mahkemesinin Görevli Olduğu Ceza Davaları
Asliye ceza mahkemesi görevi aynı kanunun 11. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde şu şekildedir: “Kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, sulh ceza hakimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır.” Buna göre Asliye Ceza Mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu suçlar şu şekilde örneklendirilebilmektedir:
- Kasten yaralama
- Taksirle yaralama
- Cinsel taciz suçu
- Tehdit suçu
- Şantaj suçu
- Hakaret suçu
- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu
- Kişisel verilen kaydedilmesi suçu
- Mala zarar verme suçu
- Karşılıksız yararlanma suçu
- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu
- Hırsızlık suçu
- Parada sahtecilik suçu
- Cumhurbaşkanına hakaret suçu
Bu suçlar örneklendirme olarak sayılmıştır. Ağır Ceza Mahkemesi ve Sulh Ceza Hakimliğinin görev alanına girmeyen tüm suçlarda Asliye Ceza Mahkemesi görevlendirilmiştir.
Ceza Davası Nasıl Açılır?
Ceza davası açılması sürecinde öncelikle savcı iddianame düzenleyerek mahkemeye sunmaktadır. Mahkeme bu iddianameyi kabul ettikten sonra ise ceza davası açılmaktadır. Mahkemenin iddianameyi kabul etme aşamasında üzerinde durduğu noktalar şunlardır:
- CMK m. 170’de açıkça gösterilen iddianamede bulunması gereken şartların varlığı
- Suçun sübutuna etki edecek mutlak delillerin bulunup bulunmadığı
- Suçun uzlaşma veya ön ödeme kapsamında bulunan suçlardan olup olmadığı
Bu koşulların eksikliği halinde iddianame savcılığa iade edilmektedir. Eksiklik olmaması halinde ise iddianame kabul edilmektedir. yargılamayı yapmakla görevli mahkemece iddianamenin değerlendirilmesi aşamasında suçun hukuki değerlendirilmesi yapılmamaktadır. Örneğin ağır ceza mahkemesine hitaben verilen uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlamasıyla düzenlenen bir iddianamede mahkemece suçun uyuşturucu madde kullanma olduğu gerekçesiyle iddianameyi iade etme durumu söz konusu değildir. Yukarıda belirtilen nedenlerin bulunmaması durumunda mahkemece iddianame kabul edilerek yargılama yapılmalıdır.
Ceza Davasında Yer Alan Kişiler
Ceza davası tarafları, iddia ve savunma tarafları olarak belirlenmiştir. Bu tarafların karşı karşıya geldiğini tam olarak söylemek mümkün değildir. Çünkü iddia makamı esasında savcıdır. Savcı, soruşturma evresinde şüpheli veya sanığın yalnızca aleyhine değil lehine olan delilleri de toplamaktadır. Savunma makamında ise sanık veya şüpheli ve müdafileri bulunmaktadır. Ceza davasında karşılaşılabilecek bazı önemli terimler ise şu şekildedir:
- Mağdur: Mağdur suçtan zarar gören kişidir. Suçun olumsuz etkilerini bizzat mağdur yaşamaktadır.
- Suçtan Zarar Gören: Zarar gören kişi, hak ve menfaatleri zarar gören kişidir.
Bu iki kavramın karşıladığı kişiler çoğunlukla çakışmakla birlikte ayrı kişiler de olabilmektedir. Örneği bir adam öldürme suçunda, mağdur ölen kişi yani maktuldur. Suçtan zarar gören kişi ise ölen kişinin yakınlarıdır.
- Şikayetçi: Suçlar şikayete bağlı olan veya olmayan suçlar şeklinde ayrılabilmektedir. Şikayete bağlı suçlarda cezalandırma için şikayet gerekmektedir. Yani savcılık resen harekete geçmemektedir. İşte bu suçlarda şikayette bulunan kişiye şikayetçi denilmektedir. Bu kişilere uygulamada müşteki denilmektedir.
- Katılan: Kamu davalarında yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi savcılıkça yeterli şüpheye ulaşması durumunda iddianame hazırlamaktadır. Bu davalara mağdur veya zarar gören iddia makamında katılan sıfatıyla yargılamaya katılabilmektedir. Katılma sonucunda mahkemece verilen hüküm aleyhine kanun yoluna başvurulabilir.
Ceza Davasında Kimler Şikayetçi Olabilmektedir?
Müşteki olabilecek kişiler, suçtan zarar gören veya suçun mağduru olarak işlenen suçu adli makamlara bildiren kişilerdir. Yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi müşteki katılan sıfatıyla davaya katılabilmektedir. Şikayet hakkı yalnızca zarar gören veya mağdura tanınmaktadır. Şikayet hakkı sahibinin muhakkak gerçek kişi olması gerekmemektedir. Tüzel kişiliğin mağdur veya zarar gören sıfatını taşıması halinde tüzel kişi adına yetkili organları da bu hakkı kullanabilmektedir. Bununla birlikte gerçek kişilerde şikayet hakkı yalnızca bizzat kullanılabilecek bir haktır. Şikayet hakkının devredilmesi mümkün değildir. Bu durumun tek istisnası ölüm durumudur. Şikayet hakkı sahibinin vefatı durumunda şikayet hakkını bizzat kullanması halinde davaya katılan sıfatıyla mirasçıları devam edebilmektedir.
Şikayet için belirlenen bir süre bulunmaktadır. Bu süre hukuk güvenliğini tesis etmek amacıyla öngörülmektedir ve hak düşürücüdür. Buna göre şikayete tabi suçlarda mağdurun fiili veya faili öğrenmesinden itibaren 6 aylık süre içerisinde şikayet hakkı bulunmaktadır. Mağdurun her zaman faili ve fiili aynı anda öğrenmesi mümkün olmamaktadır. Bu gibi durumlarda hangisini daha geç öğrenmişse şikayet süresi o zamandan itibaren başlayacaktır. Şikayet hakkını kullanan müştekinin şikayetten vazgeçmesi mümkündür. Ancak şikayetten vazgeçmeden vazgeçme mümkün değildir.
Ceza Davasının Muhakeme Şartları Nelerdir?
Ceza davası şartları suça göre değişiklik gösterebilmektedir. Genel olarak ceza davası muhakeme şartları ise şu şekildedir:
- Suç şikayete bağlı ise şikayet koşulunun gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
- Suçun ceza yargılamasına konu olabilmesi için ilgili makamdan izin alınması gerekiyorsa iznin alınmış olması gerekmektedir.
- Davanın derdest olmaması gerekmektedir.
- Daha önce aynı kişi hakkında aynı suçtan hüküm verilmiş olmaması gerekmektedir.
- Zaman aşımına uğramamış olması gerekmektedir.
Ceza Davasında Zaman aşımı Nedir?
Zaman aşımı süreleri, Türk Ceza Kanunu m.66 ve m.68 göz önünde bulundurularak açıklanmaktadır. Madde 66’ya göre suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya sonuçlandırılmamışsa devlet cezalandırma hakkından vazgeçmektedir. Madde 68’e göre ise mahkumiyet hükmü kesinleştikten sonra belli bir süre geçmesiyle hükmün infaz edilmesinden vazgeçilmektedir. Yani cezaya hükmedilmiştir ancak infaz edilmemektedir.
Ceza Davalarında Zaman Aşımı Süresi Ne Kadar?
Ceza davalarında olağan dava zaman aşımı süreleri verilecek cezaya göre hesaplanmaktadır. Buna göre ceza davası sonucunda verilecek cezalara göre zaman aşımı süreleri şu şekildedir:
- Ağırlaştırılmış müebbet cezası verilecek suçlarda: 30 yıl
- Müebbet hapis cezası verilecek suçlarda: 25 yıl
- En az 20 yıl hapis cezası verilecek suçlarda: 20 yıl
- 5 yıldan fazla 20 yıldan az hapis cezası verilecek suçlarda : 15 yıl
- 5 yıldan az hapis cezası verilecek suçlarda: 8 yıl