Arzuhalcilik teknolojiye meydan okuyor!

Arzuhal dilekçe, arzuhalci hali,durumu, vaziyeti,şikayeti söyleyen, bildiren, yazan kişi demektir. Arzuhalciler , adliye, belediye, Tapu, kaymakamlık, valilik gibi resmi görev yapan binaların köşe başlarında kimi zaman açıkta, kimi zaman bir tahta kulübe içerisinde çalışırlardı.

Arzuhalciler, psikolog, sosyolog ve halhbilimci gibi insanı ve toplumu bütün derinlikleriyle anlayan birer halk bilgeleri idiler.Halkımız arasında ağızdan ağıza anlatılan bunlara ait sayısız anı vardır.

Yaşadıkları yörenin halkını çok iyi bilen arzuhalciler giyim kuşamlarına özen gösterirlerdi. Sır tutma, dedikodudan uzak durma, özel bilgileri saklama,öğrendiklerini kötüye kullanmama ve iyi ahlâk sahibi olma vasıfları aranırdı.

Osmanlı İmparatorluğu zamanında 1762 ‘de çıkarılan bir padişah fermanı ile arzuhalcilere ruhsat verilmesi ve meslekleri gereği uymaları gereken kurallara uyup uymadıklarının denetlenmesi sağlanmıştı. 1865 ‘de çıkarılan bir yasa ile arzuhalcilik sona erdirilmiştir. Ancak hayat şartları bu mesleğin uzun süre kendi halinde devam etmesini zorunlu kılmıştır.

Bu mesleği yapacak olanlarda; iyi ahlâk, dürüstlük, kanun ve mevzuat bilgisi,işini kötüye kulnamama, dedikodu yapmama ve sır saklama gibi vasıflar aranırdı.


Osmanlı döneminde okur yazarlık oranının çok düşük olması nedeniyle halk ile devlet arasında iletişim sağlamak önemli bir görevdi. Arzuhalcilere ruhsat verilmiş olup kanun ve usûl bilmeyenlere arzuhalcilik yetkisi verilmemekteydi.


Arzuhalcilerin değişmez malzeleri arasında, bir çekmeceli küçük masa, üzerinde bir kaç divit, kamış kalem,biraz kağıt, karbonlu kağıt, eski ahşaptan kitap ve malzeme rafı, el ile yazılan yazıların dağılmasını önlemek üzere biraz kurutma tozu , yanında eski kaplı kanun ve mevzuat ve halk hikâyeleri gibi kitapları bulunurdu. Daha sonra daktilo kullandıkları malzeme arasında yerini aldı.

Arzuhalciler, gün görmüş, yaşlı, mevzuat bilgisine sahip, resmi iş ve işlemleri bilen hukuk bilgisine sahip ,tecrübeli,halkı tarafından sevilen, dürüst kimselerdi.

Yazılan dilekçeleri, vatandaşlar ceplerinde küçük bir torba içerisnde sakladıkları metal üzerine kazılmış isim levhalarını imza yerine basarak işleme götürürlerdi.


Her şey gün gelir değerini yitirebilir, ancak sanat ve meslek değeri hemen hiç eksilmeyen bir servettir. “Sanat altın bileziktir.” Ünlü yazar ve şair Rıfat Ilgaz’ın “Altın Bilezik” şiirinde ifade ettiği gibi “Paslanmadan elde altın bilezik/uygun bir iş bul kendine.”


Gelişen, eğitim, teknoloji ve internet sonucunda arzuhalcilik mesleği kaybolmaya yüz tutsa da, https://arzuhalci.org/ olarak profesyonel bir şekilde teknolojiye meydan okuyoruz!
İ


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir